Evet..
Uzun zamandır blogumu açmıyordum itiraf ediyorum ki.Labtopu kucagıma alana kadar ne yazmam gerektiğini bilmiyordum ki hoş halada bilmiyorum ya. Bi günlük okumuştum geçenlerde her güne başlarken bugun ne yazacağımı bilmiyorum ama yazmam gerekli birisi var değerli onun için diyordu ama sayfanın sonuna kadar da döktürüyordu,güzel şeyler yazıyordu.. Bende ondan esinlendim açalım bakalım bi blogu gelir bişeler dedim.
Tatil başlayalı nerdeyse bir ay olacak. Tatilimin nasıl geçtiği konusunda bi fikrim yok bazen o kadar sıkıcı oluyo ki bazende oldukça hareketli.Beni üzen şeyler yok değil. Onlarla başa çıkmaya çalışmakla geçiyor günler."Hayat yaşadığım acıların bileşkesidir" derdi lisede saygı değer bir hocam.Çok ilginç benzetmeleri vardı hayata dair aslında liseye geçen her öğrenci gibi bizim okuldada hayli fazlaydı tıp isteyen öğrenci sayısı "Tıp tıp diye gelirler tıpır tıpır dökülürler" çok güzel bi benzetmesiydi okulumuz adına.Çatık kaşları hiddetli bakışlarıyla oldukça korkardık ondan ama bi gülümseyince tüm buzları eriyiverirdi bi anda sanki az önce korkup kaçan biz değilmişiz gibi tecrübelerini anlatmaya koyuluverirdi bu seferde. Hayatta böyleydi aslında sert görünüşünün ardında hep pamuk gibi yumuşacık bir yüzü vardı.
Andırın soğuk bu aralar. Diyenler vardır Andırın neresi diye Kahramanmaraşın 8000 nüfüslu küçük bi ilçesi ramazan olduğundan işimize geliyor soğuk olması ama güneşimizde çıksın ısıtsın Kışla bahçemize gidip oturalım demiyorda değilim hani :)
Fazla gevezelik ettim sanırım bu kadar yeterli. Soğuk sisli bi Andırından herkese selamlar.. :D
19 Temmuz 2013 Cuma
28 Haziran 2013 Cuma
KARMAŞA
Bu satırları senin için yazıyorum. Belki hiç haberin olmayacak belki de rüzgar bir fısıltıyla kulağına getirecek yazdıklarımı. Okumayacaksın ama hissedeceksin en derinden. Yağmurlar aşkımızı anlatacak boş buldukları an gökyüzünden ve biz sevdiğim aynı göğe bakıp aynı hayali kurup aynı uykuya dalacağız. Aynı rüyanın baş kahramanları olacağız belki de kim bilir...
31 Mayıs 2013 Cuma
Eğitim Psikolojisi
Arkadaşlar eğitim psikolojisinde yaptığımız slaytları bana ulaştırmanız gerekiyo pazara kadar..
17 Nisan 2013 Çarşamba
13 Nisan 2013 Cumartesi
11 Nisan 2013 Perşembe
ONAR MISRA
II
Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam,
Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak.
Gözlerine yavaşça, yavaşça doldu akşam,
Göklerin ateşini kalbime boşaltarak,
Benim içimde yaktı sanki gurubu akşam,
Senin kirpiklerinde bir damla oldu akşam.
Gündüzden, gürültüden ve kâinattan ırak,
Akşamı seyredeyim bakışlarında bırak,
Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam,
Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak..
IV
Yeşil çamlar altında uyuyor şimdi ada,
Şimdi kımıldamıyor zaman bile yerinden,
Ve apaçık gözlerin en derin bir rüyada
Ve güneş pırıl pırıl akıyor gözlerinden.
Bilsen duracak gibi nasıl yavaş vurmada
Kalbin öyle muntazam, kalbin öyle derinden.
Yüzünü ipek bir tül gibi saran terinden,
Güneşi yudum yudum içtiğim şu lahzada,
Ruhumuz yıkanıyor yanan sonsuz semada,
Fırtınalı, karanlık günlerin kederinden...
VI
Yeşil çamlar süzerken mehtabı kuytulara,
Ellerini usulca bırak ılık sulara.
Sen de yan benim gibi, sen de hisset ki bir an
Sular değil zamandır akan avuçlarından.
Denizde ne bir köpük, ne bir kırışıktan iz
Ve yüzün altındaki deniz gibi çizgisiz..
Bu gece hatıralar içimizde bir cihan,
Duyarsın söylenmemiş sözlerimi dinlesen.
Bu gece gözlerinde senin can buldu deniz,
Ve karıştın denize ela gözlerinle sen...
Yaşar Nabi Nayır
9 Nisan 2013 Salı
3 Nisan 2013 Çarşamba
31 Mart 2013 Pazar
VAKA-İ HAYRİYE DİYELİM :)
Bugün bilinen üzere 31 Mart..
Düşündüm de ne de çabuk geçmiş 18 yıl. Evet bugün 19 uma bastım diyorum ya hep yaşlanıyoruz ha bire :) Bugün çok farklı bi gündü benim için daha önce sanıyorum ki hiç böyle geçmemişti doğum günüm bi yandan moralim bozukken öbür yandan kahkahalara boğulabiliyordum çok güzel bi gündü aslında. Bana bu günü mutlu kılan biricik dostuma çok teşekkür ediyorum huzurlarınızda Elif iyi ki varsın hayatımda :) Beni bi yandan duygulandırıp bi yandan gülme krizlerine boğan insan :)
Biliyo musunuz 31 Martta doğduğum için hep kendimi şanslı hissetmişimdir.Vakayım diye rajon kestiğim de olmamış değil hani :) yaparım bilirsiniz. öyle işte bugun özel bi gündü benim için ve bu günü özel kılan yüzümdeki gülücükleri kahkahaya çeviren herkese teşekkür ediyorum :)
Düşündüm de ne de çabuk geçmiş 18 yıl. Evet bugün 19 uma bastım diyorum ya hep yaşlanıyoruz ha bire :) Bugün çok farklı bi gündü benim için daha önce sanıyorum ki hiç böyle geçmemişti doğum günüm bi yandan moralim bozukken öbür yandan kahkahalara boğulabiliyordum çok güzel bi gündü aslında. Bana bu günü mutlu kılan biricik dostuma çok teşekkür ediyorum huzurlarınızda Elif iyi ki varsın hayatımda :) Beni bi yandan duygulandırıp bi yandan gülme krizlerine boğan insan :)
Biliyo musunuz 31 Martta doğduğum için hep kendimi şanslı hissetmişimdir.Vakayım diye rajon kestiğim de olmamış değil hani :) yaparım bilirsiniz. öyle işte bugun özel bi gündü benim için ve bu günü özel kılan yüzümdeki gülücükleri kahkahaya çeviren herkese teşekkür ediyorum :)
29 Mart 2013 Cuma
ENDERUNDAN ANDIRINA
Merhabalar sevgili blogger kullanıcıları..
Bu blog'um da doğduğum büyüdüğüm, tatlı tatsız bir çok anımı yaşamam için bana fırsat sağlayan. Benim gözümde belki hiç bişeye değişemeyeceğim 8000 nüfüslu minicik şehrim Andırından bahsetmek istiyorum. Evet Andırın da doğdum ve büyüdüm her insan gibi benimde memleketime olan büyük bi bağlılığım var. Belki sevdiklerimin orda oluşu belki orda büyümüş olmam belki de gerçekten güzel bi yer olmasıdır : D Aslında çok düşünürüm bu konuyu ve çoğu zaman de sorarım kendime 'Nedir bu andırın sevdası' diye. Cevabını henüz bulamadım bulmamada gerek yok, zaten çoğu şeyi karşılıksız sevmiyormuyuz .
Andırın Kahramanmaraş'a 90 km uzaklıkta yeşil sahasıyla ilgi çeken bir şehirdir. Pek çok genç sevmez aslında, küçük bi yer olduğu için gençlerin ilgisini çekecek bi aktivite yok. Onlar yok sanırlar zaten görmezler güzelliğini Kışla sı vardır mesela ben huzur bulurum orda kışları kimseyi bulamazsınız yazın da adım atacak yer serin dicem ama bildiğimiz soğuk yani şimdi :D Tek bi carşısı vardır beş dakikada turlarsın. Herkesi tanırsın mesela sen tanımasan da onlar tanır zaten seni. Çoğu zaman eve geliyorum 'anne sana tanımadığım onlarca insanın selamı var' diyorum o derece yani ee benim onları tanımama normal tabi beş yıldır ancak tatillerde gidebiliyorum. Aslında az önce gençlere laf attımda bu sömestr tatilinde bende aynı duyguları paylaştım 45 gün evde oturmak çok kötü bişeymiş :)
Ha bi de Tirşiğimiz var bizim Andırın Doktoru diye de anılır. Grip olursun tirşik içersin, üşütürsün tirşik içersin,başın ağrır tirşik içersin kısacası her derde devadır o :)
Böyledir işte Andırın bu arada başlık attım Enderundan Andırına diye unuttum onu. Rivayete göre;
Yavuz Sultan Selim 1514 yılında çıktığı Çaldıran seferinden dönerken sefere çağrılmasına rağmen Osmanlı ordusuna katılmayan Dulkadir beyi Alaüddevle üzerine yürüyüp Andırın’ın Akkale mevkiine geldiğinde kendisini karşılayan eşrafın gençlerini işaret ederek "bunların arasından Mekteb-i Enderun’a talebe alınsın" şeklinde emir verdiği, bu mektebe öğrenci olarak girenlere izne gelişlerinde "enderunlu", buna izafeten yerleşim yerine "Enderun" denildiği, bu kelimelerin daha sonra andıran ve Andırın şeklinde söylenmeye başladığı bilinmektedir
Böyledir işte Andırın bi gün yolunuz düşerse Tirşik içmeye bekleriz :D
28 Mart 2013 Perşembe
SEVGİLİ ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIMA..
27 Mart 2013 Çarşamba
BLOGGERDAN İLK GÜN
Bugün bilgisayar dersinde yeni bi uygulama öğrendik ama şuanda farkediyorum ki blogger benim için uygulamadan çok daha ötesi. Bazen insan bazı şeylere karşı ayrı bi empati duyar ya bu da onlardan birisi olsa gerek benim için de :) 27 Mart Çarşamba sanki birisinin doğum günü bi an öyle hatırladım ama kimin eğer o kişi bu yazıyı okursa beni affesin. Sanırım 'Beni Affet' i fazla izlemeye başladım herşeye beni affet diyorum şu aralar neyse sürç-ü lisan olduysa affola :D
GÜN DEĞİŞİR..
Günün adamı olmaya çalışma,
Hakikatın adamı olmaya çalış!
Çünkü gün değişir Hakikat değişmez..
HZ. MEVLANA
Hakikatın adamı olmaya çalış!
Çünkü gün değişir Hakikat değişmez..
HZ. MEVLANA
YILLARIN KÜLLERİ
Dünyanın
8.harikalarından birisi sayılan Ayasofya, Sanat Tarihi ve mimarlık dünyasının 1
numaralı yapısı hüviyetindedir. Bu yaşta ve bu ebatta zamanımıza gelebilmiş
ender eserlerdendir. Orijinal adı Hagia Sofia olan, Türklerin Ayasofya
dedikleri yapı yanlış bir şekilde, Saint Sofia olarak bilinir. Bazilika, Sofia
isimli bir azizeye değil, Kutsal Hikmet’e ithaf edilmişti. Önceki bir pagan
mabedinin yerinde yapılmış 3 ayrı bazilika aynı isimle anlatılmıştı. İmparator
Büyük Konstantin devrinde kilise yapılmadığı halde, bazı kaynaklar, ilk
Ayasofya Bazilikasının onun tarafından yaptırıldığını iddia ede gelmiştir.
Küçük ölçülerdeki ahşap çatılı ilk yapı 4. yy. ikinci yarısında Büyük
Konstantin’in oğlu Konstantinus zamanında yapılmıştı. 404 yılında, bir isyan sırasında
yanan ilk yapının yerine, daha büyük ölçülerde inşa edilen 2. kilise 415
yılında törenle açılmıştı. 532 yılında Hipodromda yapılan bir araba yarışı
sonucu çıkan kanlı isyan on binlerce şehirlinin ölümüne ve pek çok binanın
yakılmasına sebep olmuştu. “Nika” isyanı diye bilinen ve İmparator Justinyen
aleyhine gelişen bu isyanda Ayasofya Kilisesi de yakılmıştı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)