29 Mart 2013 Cuma

ENDERUNDAN ANDIRINA


Merhabalar sevgili blogger kullanıcıları..
Bu blog'um da doğduğum büyüdüğüm, tatlı tatsız bir çok anımı yaşamam için bana fırsat sağlayan. Benim gözümde belki hiç bişeye değişemeyeceğim 8000 nüfüslu minicik şehrim Andırından bahsetmek istiyorum. Evet Andırın da doğdum ve büyüdüm her insan gibi benimde memleketime olan büyük bi bağlılığım var. Belki sevdiklerimin orda oluşu belki orda büyümüş olmam belki de gerçekten güzel bi yer olmasıdır : D Aslında çok düşünürüm bu konuyu ve çoğu zaman de sorarım kendime 'Nedir bu andırın sevdası' diye. Cevabını henüz bulamadım bulmamada gerek yok, zaten çoğu şeyi karşılıksız sevmiyormuyuz .
 Andırın Kahramanmaraş'a 90 km uzaklıkta yeşil sahasıyla ilgi çeken bir şehirdir. Pek çok genç sevmez aslında, küçük bi yer olduğu için gençlerin ilgisini çekecek bi aktivite yok. Onlar yok sanırlar zaten görmezler güzelliğini Kışla sı vardır mesela ben huzur bulurum orda kışları kimseyi bulamazsınız yazın da adım atacak yer serin dicem ama bildiğimiz soğuk yani şimdi :D Tek bi carşısı vardır beş dakikada turlarsın. Herkesi tanırsın mesela sen tanımasan da onlar tanır zaten seni. Çoğu zaman eve geliyorum 'anne sana tanımadığım onlarca insanın selamı var' diyorum o derece yani ee benim onları tanımama normal tabi beş yıldır ancak tatillerde gidebiliyorum. Aslında az önce gençlere laf attımda bu sömestr tatilinde bende aynı duyguları paylaştım 45 gün evde oturmak çok kötü bişeymiş :)
 Ha bi de Tirşiğimiz var bizim Andırın Doktoru diye de anılır. Grip olursun tirşik içersin, üşütürsün tirşik içersin,başın ağrır tirşik içersin kısacası her derde devadır o :)
Böyledir işte Andırın bu arada başlık attım Enderundan Andırına diye unuttum onu. Rivayete göre;
Yavuz Sultan Selim 1514 yılında çıktığı Çaldıran seferinden dönerken sefere çağrılmasına rağmen Osmanlı ordusuna katılmayan Dulkadir beyi Alaüddevle üzerine yürüyüp Andırın’ın Akkale mevkiine geldiğinde kendisini karşılayan eşrafın gençlerini işaret ederek "bunların arasından Mekteb-i Enderun’a talebe alınsın" şeklinde emir verdiği, bu mektebe öğrenci olarak girenlere izne gelişlerinde "enderunlu", buna izafeten yerleşim yerine "Enderun" denildiği, bu kelimelerin daha sonra andıran ve Andırın şeklinde söylenmeye başladığı bilinmektedir
     Böyledir işte Andırın bi gün yolunuz düşerse Tirşik içmeye bekleriz :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder